
AÇSH İl Müdürlüğü çalışanı üç SES üyesinin sürgün kararlarının geri alınması talebiyle Batman Şubeler Platformu tarafından 29 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirilmek istenen ve aralarında Genel Sekreterimiz Aziz Özkan, Konfederasyonumuz Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy Tekdemir, SES MYK Üyesi Selma Atabey, EĞİTİM SEN Genel Sekreteri Velat Kaya, SES Batman Şube Eş Başkanı Deniz Topkan, Şube Sekreteri Erdal Doğan, Denetleme Kurulu Üyesi Salih Bayat ve üye Yunus İzmir, kolluk görevlileri tarafından darp edilerek gözaltına alınmışlardır. &nbs

Kamu Emekçilerinin Enflasyon Sepeti Araştırması Anketi TÜİK enflasyon oranını, belirli bir mal ve hizmet sepeti kullanılarak belirlemektedir. Ancak açıklanan enflasyon oranlarının gerçek hayat pahalılığını ortaya çıkaramadığı görüşü her geçen gün daha net bir şekilde açığa çıkmaktadır. Sendikamız bu durumu netleştirmek amacıyla kamu emekçilerinin bu sepetteki tercihlerini ve sepetin gerçek yaşamla ne kadar örtüştüğünü ortaya çıkarmayı amaçlam

BUGÜN 6 OCAK 2021: 679 SAYILI KHK’NIN YAYIMLANMA YIL DÖNÜMÜ… “OHAL KOMİSYONU LAĞVEDİLSİN!, TÜM KAMU GÖREVLİLERİ DERHAL GÖRVELERİNE İADE EDİLSİN!” Bilindiği üzere, 6 Ocak 2017 tarihinde yayınlanan 679 sayılı KHK ile toplam 8 bin 393 kişi ihraç edilmiştir. Bu KHK ile toplam 204 üyemiz ihraç edilmiş; bunlardan 9 arkadaşımız KHK ile, 57 arkadaşımız OHAL Komisyonu kararı ile ve 1 arkadaşımız da mahkeme kararı ile iade edilmiştir. 57 arkada

Enflasyon Oranları Yalan! İşsizlik, Yoksulluk, Açlık Gerçek! Bugün açıklanan Aralık ayı enflasyon oranları ile birlikte (TÜFE: 1.25, ÜFE: 2,36 ) 2020 yılına ait enflasyon oranları da belli oldu. Enflasyon oranı yıllık bazda TÜFE’de 14.60, ÜFE’de 25.15 olarak gerçekleşti. Maaş zamları açısından 2020 yılının ikinci altı ayında %4 zam alan kamu emekçileri ve emekliler için %4,36’lık enflasyon farkı oluştu. Bu durumda enflasyon farkı ile birlikte maaş zammı %7,36 olarak

Yeni yılda; Emek olsun, Barış olsun, Eşitlik olsun, Demokrasi olsun, Adalet olsun, Sağlık olsun, Kadın cinayetleri son bulsun, Taleplerimiz BES’te yaşam bulsun… Umut olsun, Yeni yılınız kutlu olsun! Sersala we pîrozbe! #2020biterken #yeniyıl

7256 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 17.11.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Torba kanun olarak yapılan düzenleme ağırlıklı olarak kamu alacaklarının başta vergi, SGK primi, öğrenim kredisi borçları ve cezaları kapsıyor. Yapılandırmanın kapsamı ise 31.08.2020 tarihine kadar ki kamu alacakları olarak tanımlanıyor. YAPILANDIRMA DEĞİL MÜCBİR SEBEP İLAN EDİLMELİDİR! 213 sayılı Vergi Usul Kanunu&rs

İçinden geçmekte olduğumuz salgın süreci nedeniyle sendika toplantılarımız fiziki olarak yapılamamaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki iki aylık mücadele programını birlikte oluşturmak amacıyla Şube ve Temsilcilik yöneticilerimizin katılımıyla online toplantı düzenlenmiştir. 26 Aralık 2020 Cumartesi günü yapılan toplantı; Sendikal ve Siyasal Sürecin Değerlendirilmesi, 2- OHAL Komisyonu, KHK ve İhraçlar, 3- Önümüzdeki Sürecin Değerlendirilmesi ve Planlanması a)15 Ocak Ek Zam ve Enflasyon Farkı Eylem-Etkinlik Planlaması, b) Vergi Hafta

Büro işkolunda yaşanan Covid-19 vakaları ve bu vakalar yüzünden yaşanan ölümlere ilişkin illerde yaptığımız basın açıklamaları, basın toplantılarıyla kurum yöneticilerine dönük tepki ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyoruz. ADANA: Adana Şubemiz açıklamayı 18 Aralık 2020 Cuma günü Yüreğir Vergi Dairesi önünde gerçekleştirdi. Şube Başkanımız Fatma Sarıoğuz Güney tarafından okunan açıklamada “Çalışırken Ölmek İstemiyoruz, Yapılandırma Yasası Uzatılsın” pankartı açıldı.

17 Aralık 2020 Perşembe günü Genel Merkezimizde düzenlediğimiz basın toplantısında; kurumlarda Covid-19 önlemlerinin kaldırılması ve yaşanan ölümler karşısında kurum yöneticilerine dönük tepki ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaştık. Genel Sekreterimiz Aziz Özkan tarafından okunan açıklamanın tamamı aşağıdadır: BASINA VE KAMUOYUNA Değerli Basın Emekçileri; 2020 yılı bir kabus gibi üzerimize çöktü, yeni yılı karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde Covid19 salgınının ikinci dalgasını yaşamaya devam ediyoruz. Tüm ül

Genel Başkanımız Bahadır Berdicioğlu, Genel Sekreterimiz Aziz Özkan ve Genel Mali Sekreterimiz İsmet Temel’den oluşan heyetimiz, Adalet Bakan Yardımcısı Sayın Hasan Yılmaz ile makamında görüşme gerçekleştirmiştir. 16 Aralık 2020 Çarşamba günü yapılan görüşmede; adliye binalarında salgının önüne geçilmesi için ivedilikle süreli işlemlere ilişkin sürelerin durdurulması ve duruşmaların ertelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Görüşmede; Cumhurbaşkanlığı’nın 2020/8, 2020/11 ve sayılı ge

Zonguldak Şubemiz 16 Aralık 2020 Çarşamba günü Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü binası önünde basın açıklaması yaptı. Şube Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Alper Kaya tarafından yapılan açıklamada; pandemiye karşı alınması gereken önlemler ve işkolumuza bağlı birimlerde yaşanan sorunları dile getirildi. Açıklamada, özellikle kamu alacaklarının yapılandırılma süreci bahane edilerek başta SGK ve Maliye birimlerinden Covid-19 önlemlerinin kaldırılması eleştirilirken, son bir hafta içerisinde

10 ay önce Başkentgaz’ın Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfına para transferi yapmasının duyulması üzerine üzerine Sendikamızın da içinde bulunduğu emek ve demokrasi güçleri tarafından Kızılay Genel Müdürlüğü önünde yapılmak istenen ve engellenen basın açıklamasında gözaltına alınan, haklarında dava açılan aralarında o dönemki Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Mevlüt Çakmak ile Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Muharrem Onay’ın da olduğu 19 arkadaşımıza dava açılmasını protesto etmek amacıyla Ankara Şubelerimiz tarafınd

İzmir Şubemiz, “Kamuda Yasal Süreler Durdurulsun, Zorunlu Olmayan Kamu Hizmetleri Tatil Edilsin, 21 Gün Tam Kapanma Sağlansın” talebiyle basın açıklaması düzenledi. 2 Aralık 2020 Çarşamba günü Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında pandemi sürecinde kamuda yaşanan sorunlar ve taleplerimiz kamuoyuyla paylaşıldı. Şube Başkanımız Mustafa Güven tarafından yapılan açıklama aşağıdadır: BASINA VE KAMUOYUNA

1999 yılında yaşanan depremde ağır hasar alan Kocaeli Vergi Dairesinde çalışanlar her deprem sonrası tedirginlik yaşıyor. Binada yaşanan sarsıntı sonrası, çalışanların talebi üzerine Şubemizin öncülüğünde, çalışanlar bina önünde alkışlı protesto gerçekleştirdi. Riskli olduğu halde yıllardır hizmete devam edilen binaya ilişkin Kocaeli Şubemizce, Vergi Dairesi Başkanlığı’na talep ve çözüm önerilerine ilişkin yazı yazılmış, ayrıca Vergi Dairesi Başkanı ile görüşme gerçekl

Genel Başkanımız Bahadır BERDİCİOĞLU’nun katılımıyla, İzmir Şubemizce Karşıyaka Adliyesi Çiğli Ek Binası önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, yetkili kurumlardan binanın güvenli olduğuna dair rapor çıkana kadar çalışanlara idari izin verilmesi talep edilerek, Yargı Emekçilerine karşı ayrımcı uygulamaları asla kabul etmeyecegimiz ve kamu emekçilerinin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine uygun binalarda çalışma hakkını savunmaya devam edeceğimiz kamuoyuyla paylaşıldı

Antalya Şubemiz, “Artık Yeter! Keyfiyetten Vazgeçin, Sağlığımız İçin Önlem Alın!” talebiyle 21 Ekim 2020 Çarşamba günü Antalya Defterdarlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Şube Başkanımız Devrim Mol tarafından okunan açıklamada, taleplerimiz için mücadele vurgusu yapıldı. Açıklamanın tamamı aşağıdadır: BASINA VE KAMUOYUNA COVID-19 salgını kapsamında kamuda dönüşümlü çalışma tedbirine ilişkin 26/08/2020 tarihinde 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayı

Mersin Şubemiz, Yargı Yılı açılışı nedeniyle Şubemiz binasında basın toplantısı düzenledi. Şube Başkanımız Murat Doğan tarafından yapılan açıklamada; BES olarak; Yargı Emekçileri için insanca yaşam ve insanca çalışma koşullarının yaratılması için, hukukun üstünlüğüne dayalı eşit, laik, demokratik, barışçıl bir adalet sistemi için mücadeleye devam edeceğimiz belirtilerek, yargı Emekçileri, insanca yaşam, güvenceli iş, güvenli gelecek için verdiğimiz mücadelede, taleplerimi

İzmir Şubemiz, Yargı Yılı açılışı nedeniyle İzmir Adliyesi Baro katında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Şube Yönetim Kurulu Üyelerimizin yanı sıra Genel Sekreterimiz Aziz Özkan’da katıldı. Genel Sekeretirimiz, adli yıla ilişkin sendikamızın görüş ve taleplerine değinerek, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şube Kadın Sekreterimiz Özlem KIRMIZI tarafından yapılan açıklama aşağıdadır: BASINA VE KAMUOYUNA YARGININ BAĞI

Diyarbakır Şubemiz, Yargı Yılı açılışı ile ilgili Şubemizde basın toplantısı düzenledi. Şube Başkanımız Suphi İzol tarafından yapılan açıklamada, Yargı Emekçilerinin sorunları gündeme getirilerek sendikamızın talepleri kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklamada; Yargı emekçileri için insanca yaşam ve insanca çalışma koşullarının yaratılması için, hukukun üstünlüğüne dayalı eşit, laik, demokratik, barışçıl bir adalet sistemi için mücadeleye devam edeceğimizin

Samsun Şubemiz, Yargı Yılı açılışı nedeniyle Samsun Adalet Sarayı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Samsun Adliyesi İşyeri Temsilcimiz Özer Akansu tarafından yapılan açıklamada; BES olarak; Yargı Emekçileri için insanca yaşam ve insanca çalışma koşullarının yaratılması için, hukukun üstünlüğüne dayalı eşit, laik, demokratik, barışçıl bir adalet sistemi için mücadeleye devam edeceğimiz belirtilerek, yargı Emekçileri, insanca yaşam, güvenceli iş, güvenli gelece

Daha önce de eşine şiddet uygulaması ve çeşitli zeminlerde kadınlara yönelik saldırılarıyla gündeme gelmiş olan Sevan Nişanyan bugün yine kadın düşmanlığına devam ederken diğer yandan da Çanakkale Şube Başkanımız Ayşegül Sandıkçıoğlu’nu hedef gösterecek kadar haddini aşmış ve alçalmış durumdadır. Son günlerde kadınların tacizcileri ifşa etme hareketi ile ilgili olarak Nişanyan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda tacize karşı yapılan ifşaların bir linç teşebbüsü olduğunu, kadınlar tarafından yapılan ta

Hükümetlerin oluşturduğu merkezi bütçeler kamu hizmet ve dağılımının amaç,yöntem ve içeriğinin belirlendiği bütünlüklü kamu eylem planlarını ortaya koyar.Bütçelerin kaynak ve hizmet dağılımı toplumsal eşitsizliklerin derinleştirilmesinin aracı olabileceği gibi var olan eşitsizliklerle mücadelenin gerçekleştirilmesi için etkin bir rol oynayabilir.Bütçelerin karakterinin ülkenin yönetim karakterini de belirlediği , tüm toplumsal kesimlerin yaşamını doğrudan etkilediği düşünüldüğünde biz

Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun da içinde bulunduğu, 1000 kadar kadın kuruluşundan oluşan on iki kadın ağı ve platformu, dünya çapında kadınların karşılaştığı ayrımcılık, şiddet, ekonomik zorluk ve insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için bir deklarasyon yayınladı. 2020 Kadın Hakları Deklarasyonu, Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun ev sahipliğinde 15 Ekim 2020’de gerçekleşen uluslararası toplantı sonucunda ortaya çıktı. Toplantıda katılımcılar, sağcı grupların ve h

Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için alanlardaydık. Yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetine karşı birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak sonuç alacağımızı biliyoruz. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylüyoruz: “kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir.” Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi ve 62

Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız. İsyandayız çünkü; dünya genelinde her gün en az 137 kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor! İsyandayız çünkü; her üç kadından biri yakın aile fertlerinden biri ya da eski eşi taraf

312 kadın ve LGBTİ+ örgütünün bir araya geldiği, 150’den fazla kurum ve kuruluşun destek sunduğu EŞİK-Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin yapılan açıklamalara, hazırlanan “yol haritalarına”, sürdürülen tartışmalara ilişkin ortak sözümüzü tüm kamuoyunun ve yetkililerin bilgisine sunuyoruz: İstanbul Sözleşmesi’nin tek bir maddesinden bile vazgeçmiyoruz! İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline, Sözleşmenin içeriğinin değiştirilmesine

Ataerkil güç ilişkilerinden beslenen erkek şiddeti her gün daha vahşi yöntemlerle can almaya devam ediyor. İktidar partisi temsilcilerinin her fırsatta kadın kazanımlarını hedef alması, sürekli kullanılan ayrımcı ifadeler kadın katillerini daha fazla cesaretlendiriyor. Eril yargının şiddet faillerini cezasız bırakması ve katillere verilen iyi hal indirimleri şiddet tehdidi altında yaşam süren kadınlara yenilerini ekliyor. Şiddetten kurtulmak için kolluğa ve yargıya başvuran kadınla

1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin 6. yılında Türkiye Devleti Sözleşmeden çekilmeyi konuşuyor. 6 yılda kadına yönelik şiddette tırmandığı halde sözleşmenin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirmek devletin kadına yönelik şiddeti önleme görevini terk etmesi anlamına geliyor. Türkiye, 9 yıl önce (2011), İstanbul’da törenle imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni,

İktidar kadınların yaşam hakkına kasteden yasal düzenlemelerde ısrar ettikçe kadınlar her gün daha vahşi yöntemlerle katlediliyor. Her gün sosyal medyada kaybolan bir kadının haberi daha yüreğimize o bildik ateşi düşürüyor. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan erkek failler her gün en az üç kadını katletmeye devam ediyorlar. İsimler değişse de hikayeler hiç değişmiyor. ”Seviyordum öldürdüm, reddedildim öldürdüm, kıskandım öldürdüm….” gib

Ülkemizde son yıllarda kadınlara ve çocuklara yönelik artan şiddet, taciz, tecavüz ve istismar suçları devlete daha fazla sorumluluk yüklerken siyasal iktidar mevcut sorumlulukların gerektirdiklerini yapmak yerine varolan yükümlülüklerinden de kurtulmak derdine girmiştir. Son günlerde gerek Batman ve Şırnak‘ta yaşananlar gerekse İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline dair yürütülen tartışmalar ve istismara af getiren yasal düzenleme girişimleri Türkiye’yi her geçen gün kadın ve çocukların yaşamı için daha da tehlikel

Bu ülkenin halkı demokrasi istiyor. Bu ülkenin yurttaşları demokrasinin en asgari kriteri olan seçme ve seçilme hakkı için mücadele ediyor. İşçiler sendikasını, üniversitenin asli unsurları rektörünü, halk yerel yöneticilerini ve vekillerini özgürce seçmek istiyor. Atanmışlarla, kayyumlarla ve dayatmalarla bu halkın kaderini belirlemeye çalışmak artık kabul görmüyor. Son olarak Boğaziçi Üniversitesine atanan bir rektöre karşı öğrenciler ve öğretim üyeleri demokratik yollarla tepkilerini dile getird

Geride bıraktığımız yılın son günlerinde Meclisten geçirilen, Kuru Ekmek-Acı Reçete Bütçesi başta işçiler, kamu emekçileri olmak üzere ücretli kesimlere ve yoksul halka daha fazla sefalet, daha fazla işsizlik, daha fazla vergi olarak yansımaktadır. Dünkü Resmi Gazete yayımlanan 2021 yılı Gelir Vergisi Tarifesi ile pandemi koşullarında hayat pahalılığı ile işsizlik mengenesi arasına sıkıştırılan milyonlarca işçinin, emekçinin gelir vergisi yükü de katlanamaz boyutlara ulaşmıştır.

Günlerdir sonuçlarından etkilenecek milyonların yaptığı tüm çağrılara kulaklarını tıkayan iktidar bir kez daha sermayenin istediği oranı açıkladı. İktidar, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2021 yılının asgari ücretini belirlemek bugün yaptığı son toplantı sonrası 2021 asgari ücretini 2825 TL 90 kuruş olarak belirledi! Açıklanan oran tek bir işçinin asgari geçim haddinin bile altında olup sefalet koşullarının devamını ifade etmektedir. İnsan onuruna yaraşır bir ücreti işç

Bu ülkenin alın teri ile geçim mücadelesi veren, hayatı emeği ile var eden tüm emekçi kesimleri, yoksulları olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Tüm dünyayı saran pandemi her gün aramızdan yüzlerce can koparıyor. Vaka sayılarına her gün on binlerce vatandaşımız ekleniyor. Sağlık Bakanlığı’nın Turkuaz renkli tablolarına yansımasa da güneş balçıkla sıvanmıyor. İşçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf kısacası

Kökleri İnsanlığın Demokrasi, Özgürlük, Kardeşlik, Laiklik, Barış Ve Eşitlik Mücadelesine Dayanan Çeyrek Asırlık Çınarımız KESK Büyümeye Devam Ediyor! Kamu emekçilerinin gerçek temsilcisi KESK’in 25. Kuruluş yıldönümü; KESK’li olmanın gururunu yaşayanlara, KESK’in dostlarına, emek ve demokrasi mücadelesinin herhangi bir zamanında KESK’le yan yana gelmiş olanlara, kendisine en yakın emek örgütü olarak KESK’i gören ancak KESK ailesindeki yerini henüz almamış tüm kamu emekçilerin

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2021 yılının asgari ücretini belirlemek için ilk toplantısını bugün yapıyor. Milyonların gözü, kulağı bugün Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısında olacak. Bilindiği üzere asgari ücret bir ülkede işçilerin alması gereken en az ücret olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla asgari ücret bir ülkede emeğe, emekçilere verilen değerin göstergesi, ülkedeki refah düzeyinin, gelir dağılımının, devletin yurttaşları için reva gördüğü yaşam seviyesinin en önemli ölçütüdür. Bu neden

Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız. İsyandayız çünkü; dünya genelinde her gün en az 137 kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor! İsyandayız çünkü; her üç kadından biri yakın aile fertlerinden biri ya da eski eşi taraf

Sendikalarımız SES, TÜM BEL-SEN, BES ve YAPI YOL-SEN’in de üyesi olduğu, 154 ülkede örgütlü, 669 üye sendikaya sahip Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI), 16 Kasım 2020 tarihinde bir açıklama yayınlayarak Güney Afrika ve Hindistan hükümetleri tarafından DSÖ’ne sunulan PFİZER ve BİONTECH firmalarının geliştirdikleri COVİD-19 aşısı için fikri mülkiyet haklarından feragat etmeleri çağrısına destek verdi. KESK olarak çağrıyı destekliyor, bu vesileyle kamu hizmetlerinin parasız, eşit, nitelikli, ulaşılabil

Salgın bitmişçesine 1 Haziran’da hayata geçirilen “Normalleşme Takvimi”’nin sonuçlarını en ağır haliyle yaşarken toplumsal tepkiler sonrası dün itibariyle ilan edilen tedbirler iktidarın halen pandemi ile ciddi bir mücadele niyetinin olmadığını gözler önüne sermiştir. Tüm dünyada hayata geçirilen tedbirlerin çok uzağında, virüs sadece gece yayılıyormuşçasına yapılan düzenleme iktidarın sermayeyi koruma amacını gizlemeyi, pandemi ile mücadele ediliyor görüntüsü vermeyi, masa b

Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen beraberindeki KESK heyetimiz depremin yıkıcı etkilerini sarmaya çalışan İzmir’de depremden etkilenen bölgeleri ziyaret etti. Heyetimiz bugün İzmir depreminde hayatını kaybeden SES üyemiz Fatma Ertaş’ın oğlu Ali Çağın Kaygusuz’un cenazesine katıldı. Ardından Bayraklı Belediyesi kriz merkezini ziyaret edip ihtiyaçları belirleyen heyetimiz PTT posta işleme merkezini ziyarette bulunarak hasarın boyutlarını ve depremin etkilerini yerinde inceledi. Akşam saatlerinde de basın toplantı
Neredeyse tüm dünya Covid-19 ile birlikte iyice artan sağlık sorunları, derinleşen ekonomik kriz, gelir ve servet eşitsizlikleri nedeniyle önümüzdeki süreçte yeni vergilerin gündeme getirilmesinin kaçınılmaz olduğu yönünde hem fikir. Bu bağlamda servet zenginlerinden alınacak bir servet vergisinin hem kalıcı bir kamusal sağlık harcaması ve sosyal koruma programı fonlaması için, hem de gelir ve servet eşitsizliklerinin azaltılması için ideal vergi olduğu görüşü giderek yaygınlaşıyor. Nitekim Dünya Ba

Borçların artış hızı ve geldiği düzey Dünya Bankası’na göre dördüncü dalgayı öncekilerden daha riskli kılıyor. Salgın, ekonominin daralması, sağlık ve sosyal harcamalarını finanse etmek için bütçe açıklarının artması sonucunu doğurdu.
Finansal piyasalar ABD’deki Kongre baskınını da takmadı, yükselmeyi sürdürdü. Ülkede Covid-19’dan ölenlerin sayısı 400 bini aşarken dahi müzik susmadı, çılgın Wall Street partisi hız kesmedi. Borsaların Amerikan Merkez Bankası başkanlığındaki performansından pek
Bilimsel araştırmalar dolar milyarderlerinin sadece gelişkin Merkez Ekonomilere özgü değil, Türkiye dâhil dünyanın hemen her ülkesinde mevcut olduğunu gösteriyor. Örneğin halkı büyük sıkıntılar içinde olan Venezuela ve Zimbabwe’nin her birinin birer milyarderi var. ABD 624 milyarder ile dünyada en fazla milyardere sahip ülke olurken, Çin 390 milyarderi ile ikinci sırada yer alıyor (gerçekte Çinli milyarderlerin sayısı daha da fazla çünkü Hong Kong’da 66 milyarder ve bağımsız Tayvan&rsqu

Salgının işsizlik ve istihdam üzerindeki etkisini ortaya koyan düzenli istatistik yok. Türkiye İstatistik Kurumu adeta salgın yaşanmıyor ve işgücü piyasasını etkilemiyor gibi davranıyor. Gerçekler özellikle de sosyal gerçekler, uzun süre saklanamaz. Covid-19 salgını halk sağlığı yanında toplumsal ve iktisadi yaşamı derinden etkileyen sonuçlar doğuruyor. Salgının yarattığı toplumsal ve iktisadi etkilerin giderek derinleşeceği sır değil. Özellikle çalışma yaşamı Covid-19 salgınından derinden etkileniyor. İş ve gelir kaybı ve buna

Covid-19 Salgını öncesinde (uzunca bir aradan sonra), dünyada servet vergisi konusunun yeniden gündeme gelmesinin asıl nedeni son 40 yılda gelir ve servet dağılımı eşitsizliklerinin daha önce hiç görülmemiş ölçüde artmış olması. Buna bağlı olarak yoksulluk, ekonomik istikrarsızlıklar ve sosyal huzursuzluklar arttı. Sosyalist ideolojinin kendi krizinden çıkamadığı, kendini yenileyemediği, dolayısıyla da kitlelerle buluşarak henüz bir alternatif sunamadığı bir dönemde toplumlar hızla aşırı sağa, otoriter ve totaliter rejimlere yön

2020 yılının birçok göstergesi çıkmış olsa da bazı göstergeler henüz tamamlanmadı. En son açıklanan üç önemli veriyi ele alalım. İlk veri hazine nakit dengesi. Bire bir aynı şey olmasa da çok yakın iki veri olması nedeniyle hazine nakit dengesi bütçe dengesi için bir anlamda öncü göstergedir. Nakit dengesi aşağıdaki tablodaki gibi açıklandı (kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı.) Buna göre uzun bir süre sonra nakit dengesi GSYH’nin yüzde 3’ünü açmış bulun

Son bir yıldır Covid-19 Salgını ve beraberinde derinleşen ekonomik krizle baş edebilmek için hükümetler, ucuz kredi ve kredi garantisi gibi önlemlerin yanı sıra, büyük çaplı mali destek paketleri uyguluyorlar. Daha fazla kamu harcaması yapılmasını, buna karşılık toplanan bir kısım vergiden vazgeçilmesini ya da bu vergilerin ertelenmesini içeren bu paketler devlet bütçesinin çok büyük açıklar vermesiyle ve bunun sonucunda devlet borçlarının görülmemiş bir biçimde artmasıyla sonu&

2021 Para ve Kur Politikasının Başlıca Özellikleri TCMB, 2021 Yılı Para ve Kur Politikası Rehberinde 2021 yılı enflasyon hedefini geçmiş yıllardaki gibi yüzde 5 olarak açıkladı. Rehberde açıklandığına göre: “Enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskler 2021 yılında para politikasının sıkı ve kararlı bir duruş sergilemesini zorunlu kılıyor.” Bu çerçevede yine rehberdeki ifadeyle: “Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacaktır.” Bu iki cümleden hare
Ekonomik politikalar, göstergeler bakımından çalkantılı üç yılı (2018-2020’yi) geride bıraktık. Kasım sonrasındaki dinginliğin ne kadar süreceği belirsizdir. Hangi noktadayız? Ufukta neler görünmektedir? Gözlemler, seçenekler üzerinde bir gezinti yapalım. 2020’ye nasıl geldik? Ara-başlıktaki soruyu daha önce yanıtladım. (Bk. “Büyümede Dünya Rekoru Nasıl Kırıldı?”, Sol Haber, 11 Aralık 2020) Kısaca tekrar edeyim. 2011, ekonomik bir dönüm

Ekonomi yönetiminin yatırımcı arzuları doğrultusunda bir gündeme sıkışması Türkiye’de demokratikleşme tahayyülünün yatırımcı demokrasisi ile sınırlandırılmasına katkıda bulunuyor. Para-sermaye sahiplerine görüş bildirme ve eleştiri özgürlüğü, milyonlara ise faşizan bir rejimin denk düştüğü bu formda, yabancı yatırımcının daha fazla ilgisini cezbetmek için gerekli düzenlemeler demokratikleşmeyle özdeşleştiriliyor. Geçen ay yatırım ortamının iyileştirileceğini beyan eden Cumhurbaşkanı “Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılar